İngilizce telafuzunun püf noktaları

İngilizce öğrenirken telafuz çalışması genelde göz ardı edilir. İngilizce öğretmenleri bazen zamansızlıktan ancak çoğu zaman test edilmediği için İngilizce telafuzuna gereken önemi vermezler.
Birçoğumuzun bu soruya vereceği yanıt herhalde yabancı gibi konuşabilmek olacaktır. Ancak İngilizce’nin konuşulduğu coğrafyaya baktığımızda ideal aksanı bulmanın kolay olmadığını görüyoruz. Bununla birlikte özellikle yetişkinlerin ne yaparlarsa yapsınlar bir İngiliz gibi konuşma ihtimalleri çok düşüktür.
Daha gerçekçi olmak adına iyi telafuzu anadili İngilizce olan olmayan kitle tarafından sorunsuz bir şekilde anlaşılmak olarak (intelligible pronunciation) tanımlayabiliriz. Özetle, biz konuşurken dinleyici bizi net bir şekilde anlayabiliyorsa aksanımız ne olursa olsun telafuzumuz doğrudur diyebiliriz. (Celce-Murcia, Brinton & Goodwin, 2010)
Tabii burada bir konuyu netleştirmemiz lazım. Doğru telafuz sınıf, iş arkadaşları ya da eğitmenimiz tarafından değil herkes tarafından sorunsuz bir şekilde anlaşılmak demektir. Çoğu zaman çevremizdekiler bizim ne demek istediğimizi bildikleri için telafuz hatalarımızı tolere edebilirler.
İngilizce telafuz çalışanlar genelde kelimelerin nasıl sesletileceğine odaklanırlar. Ancak İngilizce tonlama(intonation) ve ritim (rhythm) dilidir. Hatta bazı dilbilimciler (Lane,2010; Celce-Murcia,2010; Gilbert 2008) tonlama, ritim, vurgu vb etmenleri doğru telafuzun en önemli faktörleri olarak göstermektedir.
Birçok dilbilimciye göre bir dili tam anlamıyla öğrenebilmek için öğrencinin en fazla 12-14 yaşında olması gerekir. (Critical Period Hypothesis) Tartışmaya açık bir konu olmakla beraber telafuz konusunda bu teorinin çoğu zaman geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak yetişkinler için hedef bir İngiliz gibi konuşmak olmamalıdır.
Hemen her konuda olduğu gibi motivasyon telafuz konusunda oldukça etkili. Dil öğrenenlerin motivasyonları kabaca üçe ayrılıyor. (Celce-Murcia, 2010)
İnsanların telafuzlarını geliştirme süreleri aynı değildir. Bazı öğrenciler diğerlerinden daha hızlı öğrenir.
Size ders veren eğitmenin ve kullanılan materyalin kalitesi telafuzunuzu direkt olarak etkileyecektir.
Sürekli İngilizce dinleyen bir öğrencinin telafuzu mutlaka dinlemeyenden daha iyi olacaktır.
İngilizce öğrenirken öğrencinin anadili bazı seslerin yokluğu (ya da varlığı) telafuzu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. (native language interference)
Sonuç olarak İngilizce telafuzumuzu geliştirmek için zaman gerektiğini kabul etmeli, doğru telafuz için makul bir çaba harcamalı ve asla anadili İngilizce olan biri gibi olma takıntısında olmamamız gerekiyor. Buna ek olarak her yeni kelime sonrasında o kelimenin telafuzuna muhakkak bakmalıyız. Bol bol dinleme yaparak vurgu, tonlama ve ritim gibi İngilizce telafuzu açısından önemli etmenlere önem vermeliyiz. En önemlisi de İngilizce eğitimini doğru bir eğitmenden almak olacaktır.